Published using Google Docs
Transfobi ve Transfobik Medikal Bakışın Dönüşümü
Updated automatically every 5 minutes

Transfobi ve Transfobik Medikal Bakışın Dönüşümü

Translara hastalık atfeden (öncesinde eşcinsellere) toplumsal ve medikal faşizme karşı başta transların ve diğer tüm queerlerin yıllara yayılan ısrarlı hak mücadelesi sonucunda bugün bilimsel paradigma transların lehine çevrilmeye başlandı. 19. yüzyıldan itibaren tıp ve psikiyatride eşcinselleri hedef alan sistematik damgalama ve ayrımcılık, ancak 90’lardan itibaren DSM ve ICD gibi küresel hastalık tanı rehberlerinden silinebildi. Son çeyrek asırda ise tıp literatüründeki bu homofobik geçmişin bir benzeri transfobi bahsinde yaşandı.

Hak mücadelelerinin sonucunda ve bilimsel çalışmalar ışığında, 2013’te 5. edisyonu çıkan Mental Bozuklukların Tanısal El Kitabı (DSM-5), transseksüelliği hastalık/bozukluk kategorisinden çıkardı. Dünya Sağlık Örgütü de 2018’de yayınladığı son hastalık tasnif kodlaması ICD-11’de transseksüelliğin bir hastalık/bozukluk olarak değerlendirilmediğini, ‘cinsel kimlik bozuklukları’ tanımlamasının translar üzerinde sosyal baskı yarattığı için artık kullanılmayacağını açıkladı.

Bugün tıpta paradigma WPATH’in (Dünya Profesyonel Transgender Sağlığı Birliği) önerdiği şekliyle, cinsiyetlerin verili bir normatif ikiliğin aksine bir spektrum olarak kavramsallaştırılması yönüne kayıyor. Tıpkı bir benzerinin cinsel yönelimin bir spektrum olarak kabul edilmesinde gerçekleştiği gibi. Ama maalesef bir kısım transfobik eşcinsel ve trans dışlayıcı radikal feminist (kısaca TERF) de trans karşıtı medya propagandalarını üretti veya destek oldu ve hala olmaya devam ediyor. Aşağıda sıralanan tüm güncel bilimsel bulguların sağlanabilmesinin arkasında LGBTİQA+ hareketinin ve destekçilerinin örgütlü mücadelesi vardır.

Yetişkin ve çocuk transların varlığı ve hislerinin geçerliliğiyle ilgili (A), cinsiyet uyum süreci ve transfobiklerin bilgisizce veya kasti bir şekilde kötülediği puberty blocker’ların (ergenlik baskılayıcı denilen ilaç sınıfı) etkileri (B) üzerine alandaki öncü kurum ve hakemli dergilerin çalışma ve bildirilerinin bir özeti:

 

A. Trans+ Varoluşlar ve Cinsiyet Disforisi

Tanımlar

Bazı kavramların APA’nın (Amerikan Psikologlar Derneği) Transgender ve Toplumsal Cinsiyet Uyumsuzu Kişiler İçin Kılavuz’unda yapılan tanımlarını aşağıda sıraladım. Kılavuzun çevirisi Pembe Hayat, Kaos GL ve CETAD (Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği) iş birliğinde yapılmıştır.

TGNC (TGNC-transgender and gender nonconforming): Transgender veya toplumsal cinsiyete uymayan kişileri ifade etmek için kullanılan kısaltma.

Cinsiyet kimliği (gender identity): Bir kişinin derinden hissettiği ve doğuştan geldiği farz edilen erkek, kadın ya da diğer cinsiyet (genderqueer, toplumsal cinsiyete uymayan, nötr cinsiyetli, vb) kategorilerine dahil olma duygusu. Cinsiyet kimliği, kişiye doğumda tayin edilen cinsiyetle ya da kişinin birincil veya ikincil cinsiyet özellikleriyle örtüşebilir de örtüşmeyebilir de. Cinsiyet kimliği içsel bir bilgi olduğu için, bir kişinin cinsiyet kimliği dışarıdan görünür olmayabilir. “Olumlanmış cinsiyet kimliği” bir kişinin TGNC olarak açılması sonrası ya da sosyal ve/veya tıbbi geçiş süreci geçirmesiyle sahip olduğu kimliktir.

Cinsiyetinden hoşnutsuzluk (gender dysphoria): Bir kişinin cinsiyet kimliği ile doğumda tayin edilen cinsiyet arasında ya da cinsiyet kimliği ile birincil ve/veya ikincil bedensel cinsiyet özellikleri arasındaki belirgin uyuşmazlıktan kaynaklanan rahatsızlık ya da sıkıntı (Knudson, De Cuypere, & Bockting, 2010). 2013 yılında, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El kitabı’nın beşinci baskısı (DSM 5; Amerikan Psikiyatri Derneği, 2013) Cinsiyetinden Hoşnutsuzluğu bir terim olarak benimsedi ve kişinin cinsiyet kimliği ile kendisine doğumda tayin edilen cinsiyet arasındaki “belirgin uyuşmazlık” tanısı olarak tanımladı. (Amerikan Psikiyatri Derneği, 2013, s. 453). Cinsiyetinden Hoşnutsuzluk tanısı, DSM IV’teki Cinsel Kimlik Bozukluğu (Gender Identity Disorder, GID) tanısının yerini almıştır (Amerikan Psikiyatri Derneği, 2000).

Rapor/Bildiri Özetleri

1.https://www.apa.org/topics/lgbtq/transgender

American Psychological Association (Amerikan Psikologlar Birliği) bu bildiride transların tarih boyunca varlığı bilinen ve zulüm gören birer kimlik olduğunu, hislerinin geçerli olduğunu ve hastalık olmadığını belirtiyor.

 

2.https://www.nhs.uk/conditions/gender-dysphoria/

National Health Service (Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Ajansı) bu raporda cinsiyet disforisini ele alıyor. Cinsiyet disforisi için çözüm önerilerini inceliyor ve trans kimlikleri onaylıyor. Sosyal ve fiziksel uyumlanmayı (transition) destekliyor.

 

3.https://assets2.hrc.org/files/documents/SupportingCaringforTransChildren.pdf

American Academy of Pediatrics (Amerikan Çocuk Sağlığı Akademisi) ve İnsan Hakları Örgütü bu ortak raporda trans çocukların varlığını onaylıyor. Oldukça kapsamlı tanımlamalar içeren bu doküman, trans çocukların gerekli desteği almaları yönünde önerilerde de bulunuyor.

 

4.https://www.apa.org/about/policy/orientation-diversity

Yine APA’nın cinsiyet kimliği çeşitlilikleri için bilinçlendirme kampanyaları önerdiği ve trans gençlerin uyumlanma süreçlerine yönelik uygun yardımları alması gerektiğini söylediği bildiri.

 

5.https://apsa.org/content/2012-position-statement-attempts-change-sexual-orientation-gender-identity-or-gender

Amerikan Psikanaliz Birliği’nin sosyal stigmanın translara büyük zarar verdiğine dair bildirisi. Eşcinseller için ne kadar zararlı olduğu on yıllardır dile getirilen onarım terapilerinin translar için önerilmesine de karşı çıkıyor. Tıbbi olarak geçersiz ve zararlı olduğunu belirtiyor.

6.1.https://www.scientificamerican.com/article/beyond-xx-and-xy-the-extraordinary-complexity-of-sex-determination/

6.2.https://journals.sagepub.com/doi/full/10.1177/2470289718803639

İnterseks ve translığın biyokimyasal ve genetik gelişim süreçleri üzerine çalışmalar. Scientific American insanların sosyal olarak buna şartlandırılmaya çalışılmasına rağmen cinsiyetin bir ikilik (binary) olmadığını, bir spektrum olduğunu söylüyor. Cinsiyetin anatomik ve biyokimyasal gelişimi üzerine çok kapsamlı bir spektrum görselleştirmesi yapılmış.

SAGE’den çıkan Toplumsal Cinsiyet ve Genom’un makalesine göre dünya nüfusunun önceden tanımlanmış bir ikili kadın ve erkek birimine ayrılabileceği görüşü geçersizdir; sadece klinik gözlemler değil, moleküler biyoloji de cinsel kimliğin muazzam bir varyans potansiyeli ile bir spektrum üzerinde olduğunu ortaya koymuştur. Erkek ya da kadın olarak insan cinsiyetinin ikili görüşüne uymayanların psikolojik ya da anatomik olarak reddedilecek, kınanacak ve mümkünse “düzeltilecek” bir anormallik olarak değerlendirilemeyeceği belirtiliyor.

B. Cinsiyet Uyumu/Geçişi, Hormon Terapisi ve Ergenlik Baskılama

Tanımlar

Geçiş/uyum süreci (transition): Bazı TGNC kişilerin doğumda tayin edilen cinsiyetten farklı olan bir cinsiyete geçişini ifade eden süreç. Geçiş sürecinin uzunluğu, kapsamı ve şekli her bireyin kendi yaşam koşullarına bağlı olarak farklılık gösterir. Çoğu birey için, bu süreç kendi cinsiyet kimlikleriyle daha uyumlu bir cinsiyet rolü ve ifadesi geliştirmeyi içerir. Geçiş süreci genellikle bir zaman dilimini kapsar. TGNC kişiler sosyal (cinsiyet ifadesi, cinsiyet rolü, isim, hitap şekli ve cinsiyet belirteci değişikliği, vb) ve/veya tıbbi (hormon terapisi, ameliyat ve/veya başka tıbbi müdahaleler) bir geçiş süreci yaşayabilir.

Hormon terapisi (hormone therapy, gender-affirming hormone therapy): Bir kişinin bedensel özelliklerinin, cinsiyet kimliğiyle daha iyi örtüşmesi için hormon kullanarak maskülenleştirilmesi ya da feminenleştirilmesi. Vücutlarını feminenleştirmek isteyen kişiler antiandrojen ve/veya östrojen hormonları kullanırken vücutlarını maskülenleştirmek isteyen kişiler testosteron hormonu kullanırlar. Hormon tedavisi, cinsiyetinden hoşnutsuzluğun giderilmesi için gerekli tıbbi müdahalenin önemli bir parçası olabilir.

Ergenliği baskılama / Ergenliği erteleme (puberty blocking, puberty delaying therapy): Ergenlik yıllarında ikincil bedensel cinsiyet özelliklerinin gelişmesini geçici olarak baskılamak için uygulanan hormon tedavisi yöntemi. Bu tedavide genellikle gonadotropin salgılatıcı hormon (GnRH) analogları kullanılır. Ergenliği baskılama, cinsiyetinden hoşnutsuzluğun giderilmesi için gerekli tıbbi müdahalenin önemli bir parçası olabilir. Ergenliği baskılama, genç yaştaki bireylere, geri dönüşü olmayan tıbbi müdahaleleri isteyip istemediklerine karar vermeleri için zaman kazandırabilir. Ayrıca, ergenliği baskılama yöntemi, daha ileri bir tıbbi müdahalenin gerekli olup olmadığına karar vermede bir tanı aracı olarak da kullanılabilir.

 

Araştırma Özetleri

1.https://whatweknow.inequality.cornell.edu/topics/lgbt-equality/what-does-the-scholarly-research-say-about-the-well-being-of-transgender-people/

1991-2017 yılları arasında cinsiyet uyum sürecinin etkileri üzerine yapılan 55 çalışmanın incelendiği koskocaman bir meta analiz. 51 tane çalışmada uyum sürecinin transların total sağlığında pozitif etkilerle sonuçlandığı tespit edilmiş (%93). 4 tane çalışmada ise belirsiz veya anlamsız sonuçlar elde edilmiş. Hiçbir çalışmada cinsiyet uyum sürecinin total (biyopsikososyal) iyi oluşta negatif etkisi olduğu saptanmamış.

Bu kapsamlı analiz, bilimsel literatürün cinsiyet geçişinin cinsiyet disforisinin tedavisinde etkili olduğunu ve trans bireylerin refahını önemli ölçüde artırabileceğini açıkça ortaya koymakta. Cinsiyet uyum süreci ve ilgili tıbbi tedavilerin olumlu sonuçları arasında iyileştirilmiş yaşam kalitesi, daha fazla ilişki memnuniyeti, daha yüksek özgüven; anksiyete, depresyon, intihar eğilimi ve madde kullanımında azalma yer alıyor. Çok sayıda çalışmadan elde edilen verilerin birleştirilmesiyle cinsiyet uyumunun ardından pişman olma yüzdesinin 0,3- 3,8 arasında değişmekte olduğu bulunmuş. Pişmanlıkların, büyük oranda geçişten sonra sosyal desteğin çok az olmasından veya hiç olmamasından, ya da eski tekniklerin kullanıldığı kötü cerrahi sonuçlardan kaynaklandığı tespit edilmiş.

 

2.https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1365-2265.2009.03625.x

Yine cinsiyet geçişi yapmış ve hormon terapisi alan toplamda 1800’den fazla trans ile yapılmış 28 farklı bilimsel araştırmanın meta analizi. Çalışmalar arasında pooling yöntemiyle elde edilen sonuçlarda; transların % 80'i cinsiyet disforisinde, %80’i yaşam kalitesinde, %78’i psikolojik semptomlarda, %72’si cinsel fonksiyonda önemli iyileşme bildiriyor.

 

3.https://www.jaacap.org/article/S0890-8567%2816%2931941-4/fulltext

Sosyal olarak açılmış ve uyumlanmış trans çocukların, cis (natrans) çocuklarla aynı seviyede mental sağlığa yükseldiğini kanıtlayan uzun dönem çalışması. Önceki çalışmalardaki sosyal uyumlanma (social transition) yapmamış çocuklarla karşılaştırıldığında çok düşük oranda depresyon bulgusu tespit ediliyor.

 

4.https://pediatrics.aappublications.org/content/134/4/696

Ruh sağlığı uzmanları, doktorlar ve cerrahlardan oluşan multidisipliner bir ekibin klinik protokolüyle, ergenlik baskılayıcılarının (puberty blockers) ardından cinsiyet hormonları ve cinsiyet değiştirme ameliyatını erken ergenlikten itibaren uygulayan cinsiyet disforik gençlerin sağlıklı birer yetişkine dönüştüğünü gösteren uzun dönem çalışması. Çalışmada gözlemlenen 55 transın (22 trans kadın, 33 trans erkek) ergenlik önleyicilere başlama yaşı ortalaması 13,6. Bu yaş ortalamaları cinsiyet hormonu için 16,7. Ameliyat için 19,7.

 

5.1.https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0890856717303167?via%3Dihub

5.2.https://www.erudit.org/fr/revues/ss/2013-v59-n1-ss0746/1017478ar/

5.3.https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1158136006000491

Trans çocuk ve yetişkinlerde intihar düşüncesine yönelik veriler bulunduran birkaç çalışma. Çalışmaların yapıldığı yerler Kaliforniya, Belçika ve Kanada. Farklı cinsel kimlikler üzerindeki baskının ve fobinin görece daha az görüldüğü bu ülkelerde bile intihar etmeyi düşünmüş transların oranı %70’leri bulmuş. Bir girişimde bulunanların oranı %25-30. Cinsiyet uyum sürecinden sonra intihar girişimi oranı %1-5.

 

6.https://growinguptransgender.com/2020/06/10/puberty-blockers-overview-of-the-research/

Birleşik Krallık siyasetinde ve medyasında yalan ve kasti bir şekilde yanlış anlatılan, muhafazakarların ve TERF’lerin, kısaca tüm transfobik eğilimli kişilerin politik-sosyal çıkar amaçlı karalamaya çalıştığı puberty blocker’lar (ergenlik önleyiciler-baskılayıcılar) disfori gösteren çocuk-genç transların fiziksel uyum sürecinde ilk basamak olarak kullanılıyor. Yukardan ergenlik baskılayıcıların etkilerinin incelendiği hakem incelemeli 30 adet çalışmanın analizine erişilebilir. Ergenlik baskılayıcılar (GnRH agonistleri) transseksüel sağlığı için ilk kez 1980’lerde kullanıldı. Genel kullanımı çok daha öncesine dayanıyor. Hollanda'da bunları ilk defa alan trans ergenler şu anda 40'lı yaşlarının ortasındalar ve 30 yılı aşkındır süren takip çalışmalarına göre harika gidiyorlar. Ergenlik önleyiciler trans uyum sürecinde herhangi bir deneysel tedavinin parçası değildir, test edilmiş ve başarısı en iyi uygulama olarak kanıtlanmıştır. Transfobikler dert edinmeden çok önce zaten kemik gelişimine, seksüel fonksiyonlara, kardiyovasküler sisteme etkileri incelendi.

 

7.https://academic.oup.com/jcem/article/102/11/3869/4157558

Ergenlik önleyiciler, Amerika’dan Avrupa’ya endokrin derneklerinin ve WPATH’in (Dünya Profesyonel Transgender Sağlığı Birliği) global konsensusunda ergenliğin başlangıcında (eğer talep ediliyorsa) trans gençler için önerilen bir yöntemdir. Tıbbi ve klinik hizmet sağlayıcı topluluklar içinde dünyanın en büyük pediatrik sağlık kuruluşu olan American Academy of Pediatrics'in desteğiyle, ABD, İspanya, Avustralya ve Yeni Zelanda'ya dünyanın dört bir yanındaki ulusal sağlık hizmetlerine erişim sağlayan merkezler ergenlik önleyicilere destek konusunda fikir birliğindedir.