Kilikya Ermeni Krallığının Doğuşu ve Çöküşü

Kevork Kalloshyan*

Kilikya Ermeni Krallığı Ermeni tari- hinin çok önemli bir parçasıdır. Bu krallığın oluşumu o dönemde mevcut olan siyasi şart- larda zor bir ihtimal olarak nitelendirebiliriz. Buna rağmen Kilikya Ermeni Krallığı yakla- şık 3 yüzyıl varlığını sürdürmüş ve o dönem- de bölgenin en önemli devletlerinden biri olmuştur.

Peki, Kilikya bölgesinde (şimdiki Çu- kurova ve çevresi) Ermeniler ne zamandan beri vardı ve devletlerini nasıl kurdular? Ki- likya Ermeni tarihinin incelemesine yönelik makalemize bu sorunun cevabıyla başlaya- lım. Kilikya olarak adlandırılan bölge coğrafi açıdan ikiye ayrılır: Dağlık Kilikya ve Ovalık Kilikya. Çok eski dönemlerde bu bölgede az sayıda Ermeni yaşamış olsa da M.Ö. 95-55 yılları arasında hüküm süren Ermeni impara- toru Büyük Tigran’ın bu bölgeyi ele geçirme- siyle beraber Ermeni nüfusu da çoğalmaya başladı.1

Fakat Ortaçağ’da ve özellikle 11. yüz- yıldan itibaren Kilikya tamamen bir Ermeni bölgesine dönüştü. Asıl Ermenistan’da son Ermeni devleti Bagratuni Hanedanlığı’nın çöküşünden (1045) dolayı başlayan göç Ki-

likya’da Ermeniler’in çoğunluk haline gel- melerine yol açtı. 10. yüzyılın sonuna doğru Bizans İmparatorluğu Ermenistan’ı kendisi- ne bağlama çabasındaydı. Buna yönelik faa- liyetleri yüzünden Ermeni Bagratuni Krallığı iyice yıpratıldı. Çoğu zaman Bizans doğru- dan savaş açmasa bile yürüttüğü politikasıyla Bagratuniler’i zayıflatmaya çalışıyordu. Er- meniler ve Bizans arasındaki mezhep farkı da her zaman Bizans’ın gözünde istenmeyen bir gerçek olmuştu. Ermeniler’i kendi mezhebi- ne dahil edip böylece onların üzerindeki siya- si etkisini güçlendirmeye çalışan Bizans buna yönelik adımlarla da arasıra din-mezhep bas- kısı yapmıştır.2

Bizans İmparatorluğu’nda 867-1056 yıllar arasında Ermeni asıllı imparatorlar ik- tidara geçti. Bu Ermeni hanedanın kurucusu 1.Basileios Ermenistan’dan (Anadolu’dan) Makedonya’ya göç etmiş bir Ermeni ailenin çocuğuydu. Kendisi Edirne’de (Adrianoupo- lis) dünyaya gelmiştir. Devlet hizmetlerinde bulunan ve cesaretiyle imparatorun yüreğini kazanan Basileios en sonunda iktidarı ele ge- çirmeyi başardı ve III. Mikhail’i devirip tahta çıktı. O dönemdeki bazı tarihçiler Basilei- os’un ana dilinin Ermenice olduğunu ve ha- yatının sonuna kadar ağır Ermenice bir vurgu ve aksanla Rumca konuştuğunu aktarırlar.

Ermeni aksanıyla Rumca konuşan bu hükümdar sayesinde Doğu Roma İmpara- torluğu en parlak dönemini yaşamış: sınırları genişlemiş ve kültürel anlamda rönesans ya- şamıştır.

I. Basileios’un tahta çıkma dönemi asıl Ermenistan’da Bagratuni ailesinin yükseliş dönemine denk gelir. 885 yılında 15. Abbasi halifesi Mutemid (Ebu Abbas Mutemid bil- lah Ahmed bin Cafer Mütevekkil) Bizans ile Ermenistan’ın yakınlaşmasını engellemek ve

(*) KAFKASSAM Ermenistan Ofisi. (1) Der Nersessian, Sirarpie, “The Kingdom of Cilician Armenia”, in A History of the Crusades, vol. II, Kenneth M. Setton (ed.), Phila- delphia: University of Pennsylvania Press, 1962, pp. 630-631. (2) Kurdoghlian, Mihran (1996), Պատմութիւն Հայոց (History of Armenia), Volume II, Աթենք: Հրատարակութիւն ազգային ուսումնակաան խորհուրդի, 43–44։

Bagratuniler’in yüreğini kazanmak için Aşot Bagratuni’ye taç gönderdi ve onu Ermenis- tan’ın kralı olarak tanıyan ilk hükümdar oldu. Onun ardından I. Basileios da Aşot’a taç gönderdi ve böylece Ermenistan Bagratuni Krallığı uluslararası arenada resmen tanındı. Bagratuni sülalesi Ermeni Arşakuni Krallığı döneminde (66-428) kralları taçlandırma gö- revini yapan şövalye sülalesi olarak bilinmek- teydi. Bazı tarihçiler onların Yahudi kökenli olduklarını ve sonradan Ermenileştiklerini öne sürseler de bunu net bir şekilde ispatla- yan tarihi veri ya da belge bulunmamaktadır. Tarihçilerin çoğu onların Yahudi kökenli ol- madığını savunmaktadır.3

Bizans İmparatoru I. Basileios Erme- ni Kralı Aşot Bagratuni’ye taç gönderdikten sonra ona çok ilginç ve dikkat çekici bir jest yaptı. Basileios Ermeni olduğunun altını çi- zerek aynı zamanda sıradan bir aileden değil Ermeni Arşakuni Hanedanı’nın soyundan olduğunu dile getirdi. Soyunu Ermeni Arşa- kuniler’e dayandırdıktan sonra, I. Basileios Ermeni Bagratuni kralı Aşot’tan kendisini taçlandırmasını istedi, çünkü Bagratuniler’in görevi Arşakuni krallar döneminde onları taçlandırmaktı. Aşot, imparatorun bu ricasını reddetmedi ve böylece bir Bizans imparato- ru Ermeni kralı tarafından taçlandırıldı. Bu adım sembolik de olsa Ermenistan’ın ulusla- rarası şöhretine büyük katkı sağladı.

I. Basileios’tan sonra tahta çıkan Er- meni kökenli Bizans imparatorları Basileios kadar Ermeniliğe bağlı olmamıştır. Hatta çoğu zaman Bizans’ın menfaatini savunarak Ermenistan’a baskı yapmışlardır. Bizans’ın Ermenistan’ı kendisine dahil etme politikası en çok onların döneminde uygulandı. Bunun psikolojik altyapısı belki de onların Ermeni kökenli olmalarında yatar. Zira Ermeni ol- duklarını bildiklerinden Ermenistan’ı da ken- di hakimiyetleri altında görmek istiyorlardı. Ancak bu bir yorumdur. Ortada olan gerçek o ki bu dönemde Ermenistan iyice yıpratıldı. Hem Bizans hem de Abbasiler Ermeni asil aileleri birbirine düşürmekle meşguldü. Bazı

Ermeni beyler yarı bağımsız beylikler kurup Bagratuniler’in hakimiyetini tanımıyorlardı. Bagratuniler çoğu zaman onların isyanlarını bastırmakla uğraştıklarından, ülkenin ge- lişmesine yönelik faaliyetler aksadı. Bu du- rumda Ermeni asilzadelerin bir kısmı iç an- laşmazlıklardan dolayı kendilerine sadık olan halkla beraber Bizans’ın doğu eyaletlerinde ve daha yoğun olarak Kilikya’da yerleşmeye başladılar. Bu dönemde Ermeniler, Bizans ordusunda ve devletin diğer kademelerin- de çok ciddi makamlara ve ünvanlara sahip oldular. Bizans İmparatorluğu’nda Ermeni- ler’in katkısı ve rolü, Osmanlı İmparatorlu- ğunda Ermenilerin rolü ve katkısı gibi çok geniş bir konu. Ünlü tarihçi F.N. Busell ‘‘The Roman Empire from 81 to 1081’’ kitabında bu dönemi ‘‘Ermeni devri’’ olarak adlandırır. Fakat bu makalede bundan çok ayrıntılı bah- setmeyeceğiz ve yavaşça asıl konuya Kilikya Ermeni Krallığına yaklaşacağız.4

11. yüzyılın başında Bizans İmpara- torluğu’nun doğu eyaletlerinde Ermeniler daha da etkili olmaya başladılar. Asıl Erme- nistan’da ise, 1045 yılında son Ermeni Bag- ratuni Hanedanlığı çöktü ve o topraklar da Bizans’a dahil oldu. Başkenti Ani olan (şim- diki Anı harabeleri) Ermeni krallığının çö- küşünden sonra Ermeniler’in göçü daha da yoğun bir şekilde devam etti. Bizans’ın bün- yesine girdikten sonra, Ermeniler’in bir kısmı Rum Ortodoks Kilisesi’ne katıldı ve böylece tarihte ‘Hayhurum’ terimi ortaya çıktı. Erme- ni ve Rum manasına gelen bu terim Ermeni Apostolik (Havari) Kilisesi’nden ve Ermeni mezhebinden ayrılıp Rum Ortodoksluğu’nu kabul eden Ermeniler için kullanılıyor. Bu dönemde Hayhurumlar’ın sayısı artmış ve bazı bölgelerde Hayhurum asilzade Ermeni- ler beylikler kurmuştur. Daha sonra Kilikya Ermeni Krallığı’nın oluşmasına da katkı sağ- layan bu beyliklerden birini de Hayhurum Pilartos Varajnuni kurdu. 1068 yılında Bizans

(3) Donal Stewart, Angus (2001), The Armenian Kingdom and the Mamluks: War and Diplomacy During the Reigns of Het’um II (1289-1307), Netherlands: Brill Academic Publishers, 43–46, ISBN 0928-5520։ (4) F.N. Busell, ‘‘The Roman Empire from 81 to 1081’’, s. 34.

imparatoru IV. Romen Diyojen, Pilartos Va- rajnuni’yi Fırat nehri çevresinde bulunan top- raklarda Bizans ordusunun komutanı olarak görevlendirdi. Fakat 1071 yılında Selçuklu hükümdarı Alparslan tarafından IV. Romen Diyojen’in mağlubiyetinden sonra Pilartos Varajnuni Bizans hâkimiyetinden çıktı ve kendi egemenliğini Antiock (Antakya), Ma- latya, Urfa (Edessia) bölgelerinde pekiştirdi. 1071-1086 yıllar arasında varlığını sürdü- ren ve resmi olarak tanınmayan bu devletin başkentliğini Maraş (Germanike) yapmış- tır. 1082-1112 yılları arasında ise biraz daha kuzeyde Ermenice adı Kesun olan bölgede (Şimdiki Harput-Elazığ bölgesi) Ermeni Goğ Vasil (Hırsız Vasil) önderliğinde bir beylik or- taya çıkmıştır. Bu iki beylik-devletler ulusla- rarası arenada etkili olmasa ve tanınmasa da Kilikya Ermeni Krallığı’nın oluşumuna katkı sağlamışlardır.

Ermeni Bagratuni Devleti’nin son kralı II. Gagik’in (1042-1045) suikastından sonra onun korumasının komutanı Ruben Bey ken- di adamlarıyla Kilikya’ya yerleşti ve burada- ki Ermeniler’in başına geçerek 1080 yılında kendi beyliğini kurdu. İlk dönemlerde bu beylik Bizans’a karşı savaşarak varlığını sür- dürdü ve Bizans hakimiyetini reddetti. Tabii Ermeni Bagratuni krallığını yok edip kendi- sine bağlarken, Ermeniler’in Bizans toprak- larında bağımsız bir beylik kurması, Bizans için çok ağır bir tokat oldu. I. Ruben Bey’in büyük oğlu I. Kostandin bazı kaleleri ve böl- geleri Bizans’tan aldı. 1098 yılında ele geçir- diği Vahka (Feke) kalesini yenileyip beyliğin başkenti yaptı. Hem I. Ruben Bey’in hem de I. Kostandin Bey’in iktidarı döneminde bölgede yeni oluşan Haçlı devletleriyle iyi ilişkiler kurulmuş ve bu ilişkiler evlilik bağ- larıyla pekiştirilmiştir. I. Kostandin’den sonra iktidara geçen büyük oğlu I. Toros Bey 1104 yılında Ovalık Kilikya’yı, Sis (şimdiki Kozan) ve Anavarza kalesini Bizans’tan aldı. Bu dö- nemde bu coğrafyada ilerleyen Selçuklularla da çatışma kaçınılmazdı. Hırsız Vasil’in ver- diği destekle Toros Bey 1107 yılında Selçuk-

luları yenilgiye uğratıp onların ilerlemesini engelledi. 1111 yılında Rumlardan birkaç kale daha ele geçirmiştir. Bizans imparatoru I. Aleksios Toros Bey’in hâkimiyetini mec- bur tanımış ve özerk bir bölge olarak Kilik- ya’yı kabul etmeye başlamıştır. Toros Bey’in iki oğlu da kendisi daha hayattayken vefat etmişler, bu yüzden onun ölümünden sonra iktidar onun küçük kardeşi I. Levon Bey’e geçti. İktidarın ilk dönemlerde ülkenin kuzey ve doğu sınırları pekiştirmek için hem Haçlı- lar’ın hem de Selçuklular’ın saldırılarına karşı başarılı bir mücadele verdikten sonra I.Levon Bey Bizans’a yöneldi ve 1132 yılında onları yenilgiye uğratıp Ovalık Kilikya’yı tamamen kendi hâkimiyeti altına aldı. Büyük Selçuklu Devleti’nin Musul ve Halep Atabeyi ve Zengi hanedanının kurucusu Ak Sunguroğlu İma- deddin Zengi’nin verdiği destekle I. Levon Bey Antioch (Antakya) dükü ve Yeruşalim (Kudüs) haçlı krallığını yenilgiye uğrattı ve böylece beyliğin sınırları güney doğuda ge- nişletti. 1137 yılında Bizans tekrar saldırdı Kilikya’ya ve 35 gün süren direnişten sonra I. Levon ailesiyle beraber esir düştü. Kostan- dinoupolis’e (İstanbul) getirilen I. Levon Bey ve oğlu Ruben öldürülmüştür. Diğer oğlu II. Toros Bey kaçmayı başarmış ve Kilikya’ya dö- nüp kardeşleri Stepane ve Mleh’in yardımıy- la beyliği tekrar pekiştirmiştir. Bizans her ne kadar da Kilikya’yı kaybetmek istemiyordu, fakat mecbur Toros Bey’in hakimiyetini tanı- dı ve Kilikya bağımsız Ermeni beyliğini ka- bullenmeye başladı. Toros Bey düzenli ordu oluşturdu ve ülkeyi her alanda geliştirmeye başladı. Sınırlar genişledi, inşaat faaliyetleri çoğaldı, yeni kiliseler, kaleler ve binalar yapıl- dı. 2.Toros Bey’den sonra onun kardeşi Mıleh Bey iktidara geçti. Mıleh Bey’in dış politikası sayesinde Kilikya Ermeni Beyliği pekişti. Mı- leh Bey Halep amirası Nureddin Zengi’nin en sevdiği arkadaşı ve aynı zamanda silah ar- kadaşıydı. Hıristyan bir devletin önderi olma- sına rağmen Mıleh Bey Nureddin Zengi’ye haçlılara karşı destek vermiş. Bunun sayesin- de hem kendi devletini haçlılardan korumuş hem de komşu Müslüman devletiyle çok iyi ilişkiler kurmayı başarmış. Bazı Ermeni dini önderler onu kötülemiş, Müslümanlaştığını söylemişler, hatta kınamışlar. Onun rolü Ki- likya Ermeni devletinin oluşmasında çok bü- yüktür. Bazı iddalara göre kendisi hiç bir za- man Müslüman olmamış sadece Müslüman komşu devletleriyle çok sıcak ve iyi ilişkiler kurmuş ve böylece Kilikya Ermeni Beyliğini yok olmaktan kurtarmayı başarmıştır. 1114 yılında depremden hasar görmüş Sis (şim- diki Kozan) şehrini Mıleh Bey 1173 yılında yeniledi, ayağa kaldırdı ve Beyliğin başkenti yaptı. Kendi siyasi çizgisine karşı çıkanlara, özellikle latin yanlısı olan Ermeniler’e zul- metmiş ve bu yüzden sonunda Müslüman düşmanı ve latin yanlısı Ermeniler tarafından öldürülmüştür. Mıleh Bey’in faaliyeti Kilik- ya’da Ermeni devleti oluşmasının yolunu açmıştır ve eğer Mıleh Bey olmasaydı belki de Kilikya haçlılar ve latinler tarafından işgal edilirdi ve burada Ermeni bir devleti kur- mak mümkün olmazdı. Onun ölümünden sonra kardeşinin oğlu 3. Ruben Bey onun yerine geçti. 3. Ruben Bey Ermeni ordusu- nun baş komutanı ve kardeşi Levon Paşa’nın önderliğinde Aleksandret’ten(İskenderun) Silifkeye kadar uzanan bölgelerinde Kilikya Ermeni Beyliğinin hakimiyetini pekiştirdi. Ruben Bey’den sonra tahta çıkan 2.Levon Bey dönemi Kilikya Ermeni Beyliğinin zir- veye ulaştığı dönemdir. 1187 yılında Ravin ovası muharebesinde Anadolu Selçuklu Dev- letinden Kilikya’ya girmiş Türkmen çetele- rini yenilgiye uğrattıktan sonra 2.Levon Bey Kilikya’ya saldıran Şam ve Halep Sultanını da yendi ve kendi egemenliğini ona kabul ettirdi. Mısır sultanı ve Şam Emiri Selahad- din Eyyubi Kilikya Ermeni Beyliği için tehdit haline gelmişti. Fakat 2.Levon Bey’in siyaseti neticesinde bu tehdit de etkisiz hale getirildi. Siyasi çok çetin durumlarda akıllıca adımlar atarak sonuşta 2. Levon Bey Kilikya Ermeni krallığının ilan edilmesine yaklaştı. Böylece 1198 yılında 6 Ocak’ta Tarsus’taki (Tarson) Ana katedralde 2. Levon Bey kral 1. Levon olarak taçlandırıldı. Avrupadaki hıristiyan devletlerle yakın ilişkiler kuran 1.Levon bu ilişkileri evlilik bağlarıyla da pekiştirdi. Ken- disi Kıbrıs kralı Amori Lusinyan’ın kızı Si- bil ile evlendi. Levon’un Sibil’den olmayan bir oğlu vardı. Tahtı o oğluna geçmesin diye Sibil onu öldürttü. Fakat Levon’un başka erkek çocuğu olmadı. Levon’un ve Sibil’in kızı Zabel onun tek mirasçısıydı. Levon’un ölümünden sonra Zabel’i Antiok beyliğinin (dük) prensi Filip ile evlendirdiler ve böylece kısa süreliğine yabancı Filip Ermeni tahtına oturdu. Latin-Katolik yanlısı siyasetinden do- layı Filip çok geçmeden öldürüldü ve Ermeni tahtı yıkılmasın diye Zabel kraliçenin bakım- cısı Kostandin Bey kendi oğlu Hetum ile onu evlendirdi. Böylece taht Ermeni Rubinyan ailesinden başka bir asil Ermeni ailesine He- tumyanlar’a geçti. Zabel Ermeni tarhinin en önemli kraliçelerden biridir. Merhametli ve ince ruhlu bu kraliçe yardımseverliğiyle bi- liniyordu. Hastane açtırıp kendisi hastaların tedavisiyle ilgileniyordu, muhtaç olanlara ve fakirlere daima destek oluyordu.

Kral Hetum ise 13 yaşındayken tahta çıkmıştı dolayısıyla ülkeyi daha çok babası Kostandin yönetmekteydi. Fakat yaşı iler- ledikçe Hetum ülkenin kontrolü tamamen eline aldı. Hetum’un iktidarı döneminde Ki- likya Ermeni krallığı çok ciddi bir imtihandan geçti. Moğolların bu coğrafyaya girişi birçok ülkeyi altüst etse de Hetum’un politikasıyla Kilikya Ermeni krallığı bu durumdan zararsız çıktı. Aksine 1254 yılında Moğolların baş- kenti Karakurum’da Cengiz Hanın torunu Möngke Han’la Ermeni hükümdarı Hetum arasında barış ve yardımlaşma anlaşması ya- pıldı ve böylece Kilikya’ya karşı herhangi bir saldırıda Moğollar Ermeniler’e destek vere- cekti. Ermeni silahlı güçler de aynı şekilde gerektiğinde Moğollar’a yardım edeceklerdi. Ermeni tüccarlara büyük imkanlar verildi tüm Moğollara ait topraklarda. 1256-1259 yıllarında Hetum Moğollar’ın verdiği des- tekle Halep Emirliğinin, Anadolu Selçuklu devletinin ve Mısır saltanatının saldırılara karşı başarılı bir şekilde mücadele etmiş ve bağımsızlığını korumuş. Hetum bu zaferlerden sonra kendi egemenliğini Kapadokya’nın güney kısmına, Suriye’nin kuzeyine (Halep dahil), Maraş, Antep şehirlerine yaydı. Aynı zamanda bu dönemde Kilikya Ermeni devle- tinin ekonomik ve kültürel hayatı da gelişmiş- tir. 1266 yılında Moğol devletinin zayıflanma- sından sonra Mısır bunu fırsat olarak değer- lendirip Kilikya Ermenistan’ına saldırdı. Bir- çok şehir ve yerleşim yeri yıkılıp talan edildi. Hetum devleti kurtarmak için bazı bölgeleri teslim ederek barışı sağladı. Kendisi hayatın son yıllarında bir manastırda inzivaya çekildi, dünyevi bütün zevklerden vazgeçti, din ada- mı olarak Makar ismini aldı ve hayatın sonu- na kadar o manastırda kalıp orada da vefat etti. Hetum son yıllarında tacı zaten oğlu 3. Levon’a bırakmıştı. 3. Levon onun ölümün- den sonra da hükmetmeye devam etti. Tarsus şehrinde taçlandırılan ve tahta çıkan 3. Levon çok zor bir dönemde iktidara geçti. Kilikya Ermeni devletinin varlığını güneyden Mem- luk Devleti kuzeyden ise Anadolu Selçuklu devleti tarafından yapılan baskılardan dolayı tehlike altındaydı. 1275 yılında Memlukler Kilikya Ermeni devletine karşı saldırı düzen- lediler. Kilikya Ermenistan’ın başkenti Sis yakınlarında Ermeni ordusu komutan Smbat paşa (Sbarabed) önderliğinde Memlukler’i ağır yenilgiye uğrattı. 1276 yılında Memluk- ler tekrar saldırdı ve tekrar yenildiler. Bu za- ferlerden sonra Moğolların verdiği destekle 3. Levon Konya Sultanlığına da mağlubiyete uğrattı ve uzun süreli sefer başlattı Memluk devletine karşı. Yaklaşık 10 sene devam eden ve karşılıklı zafer ve mağlubiyetlerle süren bu savaş 1285 yılında iki taraf arasında yapılan barış anlamasıyla sona erdi. Bu anlamanın şartlarına göre esirler her iki tarafın da esir- leri serbest bırakıldı, iki tarafın tüccarlarına serbest ticaret hakkı sağlandı. Aynı zamanda 3. Levon Venedik ve Ceneviz’lilerle yapılmış ticari anlaşmaları yeniledi. Onun döneminde altın ve gümüş sikkeleri basıldı, ekonomi ve kültürel hayat canlandı. Bazı bilim ve sanat adamları kralın desteğiyle kalıcı ve değerli ça- lışmalar bıraktılar.

3. Levon’dan sonra tahta çıkan oğlu 2. Hetum katı Latin (Katolik) yanlısı oldu- ğundan dolayı 1285 yılında Memluk devle- ti Kilikya Ermeni krallığıyla anlaşmayı iptal etti ve 1292 yılında tekrar saldırıya geçip Kilikya Ermeni Katogikosluğuna bulunduğu Hromkla’yı (Rumkale) ele geçirdi. Bazı ka- leler Memluklere teslim edildikten sonra sal- dırı durduruldu. 1294 yılında 2. Hetum tahtı kardeşine bırakıp manastıra çekildi. 1295 yılında Ermeni asilzadelerin talebiyle Hetum tekrar tahta çıkıp Bizans ve Moğollar’la iş- birliği anlaşmaları yenilemek istemiştir. Kar- deşinin sürdürdüğü politikasından memnun olmayan Sımbat Hetum’u devirip tahtı ele geçirmiştir. Hetum’u da Bardzrberd kalesin- de hapsetmiştir. Fakat diğer kardeşi Kostan- din de Sımbat’tan tahtı ele geçirmiştir. Kar- deşler arasındaki bu iktidar kavgasından ve anlaşmazlıklardan yararlanarak 1298 yılında Memluk devleti etraftaki bazı amiralıklarla birlikte Kilikya’ya saldırıp ülkenin güneydo- ğu bölgelerindeki bazı kaleleri almışlar. 1299 yılında Ermeni asilzadeler tarafından yine tahta çıkarılan Hetum Moğollar’ın desteğiy- le kaybetmiş kaleleri geri aldı. 1301 yılında Hetum kardeşinin genç oğlu Levon’a tacı bıraktı ve onun bakımını üstledi. 4. Levon Müslüman devletlerin tehditleri gidermek amacıyla ve onların ilerlemelerini durdurabil- mek adına Avrupa’ya heyet gönderip onlar- dan destek ve yardım istemiştir. Roma papası destek karşılığında ilkönce Ermeniler’in Ka- tolik olmalarını talep etmiş. Bunun üzerinde Hetum’un tavsiyesiyle 4. Levon 1307 yılında başkent Sis’te (Kozan) toplantı düzenledi ve bu toplantıda Ermeniler’in Katolikliği kabul edip etmelerini tartışıldı. İktidarın baskısıyla toplantı Katolikleşme kararını kabul etse de halk çok büyük tepki gösterdi ve ‘Unitorlar’a’ (Katolikliği kabul edenler) karşı mücadele et- meye başladı. 4. Levon’un bu dengesiz poli- tikasından dolayı etraftaki Müslüman devlet- ler Kilikya Ermeni devletine düşman gözüyle bakmaya başladılar ve Kilikya’yı yeni haçlı se- fer düzenleme isteğiyle suçladılar. O zamana kadar Kilikya Ermeni Devleti’nin müttefiki olan Moğol-Tatarlar’ın paşalarından Pilarğu Anavarza’ya doğru hareket etti ve 4. Levon’u askeri toplantı yapma bahanesiyle yanına ça- ğırıp onu ve 40 Ermeni asilzadeleri öldürt- tü. Bu haberi alınca Hetum’un kardeşleri Oşin’le Alinakh Ermeni silahlı kuvvetlerin başına geçerek, Pilarğu Paşa’nın askeri bir- liğine yenilgiye uğratıp onu öldürdüler. Böy- lece Moğollar ve Kilikya arasındaki müttefik ilişkisi koptu. 4. Levon’dan sonra 1308 yılın- da 2. Hetum’un kardeşi 1. Oşin tahta çıktı. İlk dönemde 1. Oşin mezhep anlaşmazlıkları bir tarafa bırakıp ülkenin sınırlarının pekişti- rilmesine ve inşaata yoğunlaştı. Fakat komşu Müslüman ülkelerden gelen tehditler üzerin- de tekrar Avrupa’nın desteği gündeme geldi ve Katolikleşme kararı yeniden kabul edildi. Halk bu defa da büyük tepki gösterdi. 1318 yılında Memluk devleti tekrar saldırdı ve Ki- likya’ya girdi. 1320 yılında ölen 1. Oşin’den sonra küçük oğlu 5. Levon tahta çıktı. Katı bir şekilde Latin (Katolik) yanlısı olan 5. Le- von bütün anti Katolik Ermeni asilzadelerini ve kendi politikasına karşı çıkanları ortadan kaldırdı, çoğunu öldürttü. 5. Levon Kıbrıs kralı 2. Henrikos’un dul kalmış eşiyle evlendi ve Ermeni asilzadelerin topraklarını kaleleri- ni Katoliklere verip onlardan destek alacağını düşünüyordu. 1335-1336 yıllarında Memluk- ler saldırdığında 5. Levon onlarla anlaşmaya mecbur kaldı ve ülkenin bazı bölgeleri ve kaleleri onlara teslim etti. Kilikya için büyük önem taşıyan Ayas (şimdiki Yumurtalık) lima- nı da Memluklere verildi. Sürdürdüğü aşırı Katolik yanlısı politikasından dolayı 5. Levon Kilikya’nın varlığını tehlike altına attı. Kendi- si erkek çocuğu olmadan aniden öldü ve böy- lece Ermeni Rubinyan-Hetumyan ailelerin soyu sona erdi. 1343 yılında Hetumyanlar’ın akrabası olan Katolik Lusinyan ailesi iktidara geçti. 3. Kostandin Lusinyan, Ermeni töre- niyle Kilikya kralı olarak taçlandırıldı. Ancak bir sene sonra halk Katolik krala ve onun La- tin yanlısı politikasına karşı isyan etti. 3. Kos- tandin öldürüldü ve onun yerine 4. Kostan- din tahta çıktı. 4. Kostandin bütün Ermeni beylerini birleştirdi ve ortak çabalarla Mem-

lukler’in, Türkmenler’in saldırılarına karşı başarılı mücadele verdiler. 1347 yılında Ayas liman-şehri geri alındı. 4. Kostandin Memluk devletine barış anlaşması önerdi, fakat onlar reddettiler bu teklifi ve savaşa atıldılar. En sonunda 4. Kostandin Katolik dünyasının desteğini almayınca ve onların aldatıcı poli- tikasını anlayınca 1361 yılında başkent Sis’te (Kozan) düzenlenen yeni bir toplantıyla Ka- tolikleşme kararı iptal ederek Roma Papası’nı eleştirdi.

Kilikya Ermeni devletinin son kralı 6. Levon 1375 yılına kadar hüküm sürdü. Tek- rar Katoliklerle yakın ilişki kuran ve Katolik töreniyle taçlandırılan 6. Levon Memlukler’in saldırısına uğradıktan sonra esir alındı. Kilik- ya Ermeni devleti böylece son buldu. Kendisi daha sonra Avrupa’nın desteğiyle esaretten kurtuldu. 1383 yılında Kastilya’ya götürülen 6. Levon’a Madrid şehrin ve bazı bölgelerin yöneticisi yaptılar. Hayatın son yılları 6. Le- von Fransa kralı 6. Karlos’un kendisine ver- diği Saint Ouen sarayında geçirdi.

1375 yılında krallığın çöküşünden son- ra da Ermeniler Kilikya’da yoğun olarak yaşa- maya devam ettiler. Osmanlı hakimiyetinden sonra bile burada bazı bölgeler özerklik gibi duruyorlardı ve çoğu zaman vergi ödemeyi reddediyorlardı. 1920 yılında burada Kilikya Ermenistan Cumhuriyeti bile ilan edildi, fa- kat bu cumhuriyetin ömrü birkaç saat sürdü. 20. yüzyılın başında bu bölgedeki Ermeniler yok oldular, kaçıp kurtulanlar ise şimdi dün- yanın değişik ülkelerinde Ermeni diasporası- nın bir parçasını oluşturmaktadırlar.

Kaynakça

Der Nersessian, Sirarpie, “The Kingdom of Ci- lician Armenia”, in A History of the Crusades, vol. II, Kenneth M. Setton (ed.), Philadelphia: University of Pennsylvania Press, 1962, pp. 630-631.

Kurdoghlian, Mihran (1996), Պատմութիւն Հայոց (History of Armenia), Volume II, Աթենք: Հրատարակութիւն ազգային ուսումնակաան խորհուրդի, 43–44։

Donal Stewart, Angus (2001), The Armenian Kingdom and the Mamluks: War and Diplomacy Du-

ring the Reigns of Het’um II (1289-1307), Nether- lands: Brill Academic Publishers, 43–46, ISBN 0928- 5520.

“The king of Armenia and the Prince of Anti- och went to the military camp of the Tatars, and they all went off to take Damascus”, Le Templier de Tyr. Quoted in Rene Grousset, Histoire des Croisade, III, p. 586.

Kurkdjian, Vahan (1958), “Chapter XXX: The Kingdom of Cilician Armenia — Mongol Invasion”, History of Armenia, United States of America, Arme- nian General Benevolent Union of America, 246–248. (2004) The New Cambridge Medieval History, Volume IV, c. 1024-c. 1198, Cambridge: Cambridge University Press, 634, ISBN 0521414113.

Luisetto, Frédéric (2007), Arméniens et autres Chrétiens d’Orient sous la domination mongole, Geut- hner, 128–129, ISBN 9782705337919.

Mutafian, Claude (2002), Le Royaume Ar- ménien de Cilicie, XIIe-XIVe siècle, UCLA Armenian History and Culture Series, France, CNRS Editions, 74–75, ISBN 2271051053.

Demurger, Alain (2005), The Last Templar: The Tragedy of Jacques de Molay, Last Grand Mas- ter of the Temple, London, Profile Books, 93, ISBN 1-8619-7529-5.

Demurger, Alain (2005), The Last Templar: The Tragedy of Jacques de Molay, Last Grand Mas- ter of the Temple, London, Profile Books, 109, ISBN 1-8619-7529-5.

Nicolle, David (2001), The Crusades, Oxford: Osprey Publishing, 80, ISBN 1-8417-6179-6.

Kurkdjian, Vahan (1958), “Chapter XXX: The Kingdom of Cilician Armenia — Mongol Invasion”, History of Armenia, United States of America: Arme- nian General Benevolent Union of America, 253–254. Angus, Stewart, “The assassination of King Het’um II”, Journal of the Royal Asiatic Society, 2005, pp. 45-61.

Recueil des Historiens des Croisades, Docu- ments Armeniens I, p.664.

Հայոց Պատմություն, հեղինակներ Դանիելյան, Մելքոնյան, էջեր 174-175:

(2005) L’Arménie à l’épreuve des Siècles, Fran- ce: Découvertes Gallimard, 77, ISBN 207031409X.

Ghazarian, Jacob G. (2000), The Armenian Kingdom in Cilicia during the Crusades: The Integrati- on of Cilician Armenians with the Latins (1080-1393), Routledge, 150, ISBN 0700714189.

Kurdoghlian, Mihran (1996), Պատմութիւն Հայոց (History of Armenia), Volume II, Athens, Հրատարակութիւն ազգային ուսումնակաան խորհուրդի (Council of National Education Publis- hing), 53–56։

Ղազարյան, Հակոբ (2000 թ.)։ Կիլիկյան Հայաստանը խաչակրաց արշավանքների ընթացքում (1080-1393) ։ Ռուտլեջ, 159–161։ ISBN 0700714189։

Housley, Norman (1992), The later Crusades, 1 274-1580, from Lyons to Alcazar, New York: Oxford University Press, 21, ISBN 0-19-822136-3.

Hadjilyra, Alexander-Michael (2009), The Ar- menians of Cyprus, New York: Kalaydjian Foundation, 12.

Bournoutian, Ani Atamian, “Cilician Armenia” in The Armenian People From Ancient to Modern Ti- mes, Volume I, The Dynastic Periods: From Antiquity to the Fourteenth Century, Ed. Richard G. Hovannisi- an, New York: St. Martin’s Press, 1997, pp. 283-290, ISBN 1-4039-6421-1.

Bryce, Viscount (2008), The Treatment of Ar- menians in the Ottoman Empire, Germany: Textor Ver- lag, 465–467, ISBN 3-938402-15-6.

Հայոց Պատմություն, հեղինակներ՝ Դանիելյան, Մելքոնյան, էջեր՝ 284-285:

Panossian, Razmik (2006), The Armenians: from kings and priests to merchants and commissars, London: Columbia University Press, 63–66, ISBN 978-0-231-13926-7.

“Cilician Kingdom”։ Globe Weekly News։ Վերցված է 2009-12-28։

Kennedy, Hugh N. (2006), Muslim military ar- chitecture in greater Syria: from the coming of Islam to the Ottoman Period, Netherlands: Brill Academic Publishers, 293, ISBN 1385-7827.

Abulafia, David (1999), The New Cambridge Medieval History։ Cambridge University Press, 440, ISBN 052136289X.

(2005) L’Arménie à l’épreuve des Siècles, Fran- ce: Découvertes Gallimard, 71–72, ISBN 207031409X.

7